Filmimiz, toplamda 15 milyondan fazla insanın hayatını kaybettiği 1. Dünya Savaşı'nda, Batı Cephesi'nde savaşan genç bir Alman askerinin yaşadıklarına odaklanıyor. Cepheye yakın arkadaşlarıyla birlikte gidecek olmanın heycanını yaşayan askerimiz, kendini birden çok acımasız bir dünyanın içinde buluyor. İşte film boyunca da, biz de tüm bu acımasızlıkları tek tek izliyor ve kendimizi 'çömez' başrolün yerine koyup, hayatta kalmaya çalışıyoruz... Öncelikle az önce de söylediğim gibi; Bu filmde, kendimizi çaylak başrolün yerine kolayca koyabiliyoruz. Etraftaki kaosa, vızır vızır geçen mermilere, kana, çamura verdiği tepkilerde kendimizi bulabiliyoruz. Özellikle bu tür 'hayatta kalma filmlerinde' bence bu unsur çok önemli. Bunun yanında filmin atmosferi, renkleri, oyunculuklar, dev sahneler, hepsi çok başarılı. Film çamurlu cepheleri, gri havasıyla izleyicisine o sıkışmışlığı, çaresizliği öyle bir yansıtıyor ki, kendinizi birden savaşın tam da ortasında bir başınıza buluveriyorsunuz... Süresinin uzun olmasına rağmen ben filmi fazlasıyla sürükleyici buldum. Gerçek, çarpıcı bir savaş filmi izlemek istiyorsanız, Netflix imzalı bu yapıma bir göz atın derim... Ayrıca; "Adamlar girdikleri her savaşı bırak, her cephesinden ayrı film çıkardılar bizde hala tık yok..." diyenler Kurtuluş Savaşı'mızı nefis bir şekilde konu alan, fakat hala birçok kişinin izlemediği şu dizi tavsiyeme göz atabilirler. Hadi tadını çıkarın!