Filmimiz, milyarder bir iş adamının, eşini ve çalışma arkadaşlarını özel uçağına doldurup çıktığı Kuzey Amerika yolculuğunu ve sonrasında bu yolculukta yaşananları konu alıyor... Fotoğraf çekimi için gidilen bu yer, birden bir hayatta kalma mücadelesinin verildiği bir arenaya dönüşüyor ve yer yer geren, yer yer de doğasıyla büyüleyen bir film böylece başlıyor... Öncelikle zaman sorunu olanlar için hemen uyarayım; filmimiz tam 2 saat sürüyor. E zaman sorunu olanlar gittiyse kaldık biz bize... Film, günümüzden tam 23 yıl önce yapılmış. Fakat bunun teknik açıdan eksilerini görüyor muyuz? diyecek olursanız; kesinlikle hayır. Bu tarz doğada hayatta kalma filmlerini izlerken hep "kendimi o kişi veya kişilerin yerine koyabiliyor muyum?" sorusunu soruyorum. Kendimi hayatta kalma savaşı veren o kişinin yerine koyup "Ben olsam ne yapardım?" diyebiliyorsam bence o film gayet başarılıdır. İşte bu film de onlardan biri oldu benim için. Hiç sıkmadan, nefis bir macera kitabı okur gibi hikaye aktı ve gitti. 2 saat boyunca Anthony Hopkins izlemek zaten başlı başına bir keyifken bir de işin içine hayatta kalma mücadelesi giriyor ve film tadından yenmiyor. Filmin tek sorunu biraz uzun olması diyebilirim. Onun haricinde, bu tarz filmleri sevenlerdenseniz bu filme mutlaka bir akşamınızı ayırın derim. Ayrıca buraya tıklayarak, vahşi doğada hayatta kalma konulu tavsiyelerime de göz atabilirsiniz. Yorumunuzu aşağıya mutlaka bırakın, hadi tadını çıkarın!