Ve işte sanat... Filmimiz, 14. yüzyıl Fransa'sında yaşayan cesur bir şövalyeyi ve yeni evlendiği güzel eşinin yaşadıklarını konu alıyor. Adamımız tam anlamıyla bir savaşçı. Kral için kurşun atıp kurşun yiyor, fakat bazı haksızlıklara da gelemiyor tabi... Bunun yanında bir zamanlar 'dost' dediği başka bir adamla da ters düşüp, aile ilişkileri de karmaşıklaşınca işler de biraz sarpa sarıyor... Öncelikle epeydir beklediğim nefis bir Ridley Scott filmi bu. Film, tüm olayları 3 farklı bakış açısıya bize gösteriyor ve bu şahane olay. İlk yarısında "E bu hikaye hiç uymuyor?" diye şaşırabilirsiniz, fakat biraz ilerleyince tüm taşların yerine oturması sizi filme daha da fazla bağlayacak, emin olun. 2 saati aşkın süresini gördükten sonra birçoğunuz başka tavsiyelere geçti biliyorum fakat mutlaka bir zaman ayırıp bu filme kendinizi bırakın derim. Toplumdaki "Kadın"a bakış açısını şövalyeli mızraklı kalkanlı dönemler ile özetleyen, bitirdikten sonra "İşte sinema, işte sanat bu" diye söylendiğim bir başyapıt bu... Yorumunuzu aşağıya mutlaka bırakın, hadi tadını çıkarın!