"Dünya sahnesinden tarihin en dikkat çekici adamlarından biri geçti..." diye yazmıştı ölümünün ardından Amerikan "Chicago Tribune" gazetesi... İşte bugün burada o adamın, yani modern Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, sinemaya olan ilgisini ve bizzat senaryosunu yazdığı "Ben Bir İnkılap Çocuğuyum" filmini sizlere anlatacağım. Evet birçoğunuz gibi bunu ilk duyduğumda ben de fazlasıyla heyecanlanmış ve inanamamıştım fakat kaynaklar gösteriyor ki bu doğru. Ata'mız, Türk gençlerine aydınlık bir gelecek yolunda kılavuz olabilmesi için bir film senaryosu yazmış.
Gelin şimdi detaylara birlikte bakalım.
"Öyle bir zaman gelecek ki, Amerika'nın keşfi, barut ve matbaa gibi gelişmeler, Sinema ve Radyo'nun yanında bir oyuncak gibi kalacaktır"
Evet, bu aydınlık dolu, ileri görüşlülük fışkıran cümleler, bizzat Mustafa Kemal Atatürk'e ait. Sağlığında pek çok sanat dalına önem veren ve verilmesini de söyleyen Atatürk, sinema için şu cümleleri söylüyor; "Sinema, gelecekteki dünyanın bir dönüm noktasıdır. Şimdi bize basit gibi gelen eğlence olan radyo ve sinema, bir çeyrek asra kalmadan yeryüzünün çehresini tamamen değiştirecektir. Japonya’daki kadın Amerika’daki birine benzemeye çalışacak, Afrika'daki biri de bir Eskimo’nun ne dediğini anlayacaktır. Tek ve birleşik bir dünyayı hazırlamak bakımından sinema ve radyonun keşfi yanında tarihte devirler açan matbaa, barut ve Amerika’nın keşfi gibi olaylar oyuncak nisbetinde kalacaktır"...İşte "Sinema" hakkında böyle düşünen Atatürk, dönemin en ünlü sinemacısı Münir Hayri Egeli ile el ele veriyor
Sinemanın müthiş bir keşif olduğunu düşünen Atatürk, dönemin en ünlü sinemacılarından olan "Münir Hayri Egeli"den gelen film teklifini heyecanla kabul ediyor ve müthiş bir filmin senaryosunu yazmaya başlıyorlar.Egeli, 1954’te yazdığı “Atatürk’ten Bilinmeyen Hatıralar” kitabında bu konudan şöyle bahsediyor
Egeli, yazdığı kitabında; "Senaryoyu sundum. 'İnkılabı gelecek nesillere götürecek kıvılcım öğretmenlerden fırlayacaktır, bu nedenle ana karakter Tarık'ın bir öğretmen olması daha uygundur. Ona göre düzeltmeli...' dedi..." şeklinde bahsediyor bu konudan ve devam ediyor; 'Bilmem başka neler koymalıyız?' diye sordu, 'Bir filmde kadın ve aşk unsuru da aranır ama bilmem nasıl emrederdiniz?' diye cevap verdim. Bunun üzerine; "Benim de başımdan aşk hikayeleri geçti" şeklinde yanıt verdi..." diyor.Senaryo tam 137 sayfa oluyor ve filmin hazırlıkları hızlanıyor...
Filmin senaryosu 2 kez bizzat Atatürk tarafından düzenlenip , üzerinde "Bay Münir Hayri’ye gönderilecek" notuyla gönderiliyor. Bu gel gitler sonucu senaryo 137 sayfaya ulaşıyor ve film için hazırlıklar yapılmaya başlanıyor.Fakat Atatürk'ün sağlığı el vermiyor ve bu senaryo, filme dönüştürülemiyor...
Hayri Egeli ve Atatürk arasında hazırlanan bu senaryo hem Atatürk'ün sağlığının kötüleşmesi hem de film ekibinde bulunan genel sekreter "Recep Peker"in ortaya attığı olumsuz fikirler nedeniyle bir türlü filme dönüşemiyor.Senaryo şu an Ankara’da Milli Kütüphane'de tutuluyor
Bu, Türk gençlerine aydınlığa ulaşma yolunu gösterecek olan eser maalesef filme dönüştürülemiyor ve şu an Ankara'da, Milli Kütüphane'de kilit altında tutuluyor. Tam 72 yıl sonra, ünlü "Sarı Zeybek" adlı kısa belgeseli ortaya çıkaran ekip bu senaryoyu filmleştirmek istiyor, çok iyi de bir bütçe toplanıyor, fakat maalesef bu atak da sonuca bağlanamadan kaybolup gidiyor ve "Ben Bir İnkılap Çocuğuyum" filmi, rafa kaldırılıp tekrar unutuluyor. Kim bilir, belki bir gün şartlar olgunlaşır da bu senaryo çok kaliteli bir yapıma dönüştürülür, kim bilir.