Merhaba ben Ayşegül. Bugün size Jack London imzalı "Martin Eden" kitabını tavsiye edeceğim. Hazırsanız başlayalım!
Burjuva sınıfındaki bir kıza aşık olan yabani bir denizci Martin Eden... Kendisini ve aşkını ispatlamak için kendini 3 yıllık sıkı bir rejime sokuyor. Bu süre zarfında okuyor da okuyor... Sonunda hiç beklemediği, tahmin bile edemeyeceğiniz bir sonuca ulaşıyor. Bu esere aslında Jack London'ın hayatı da diyebiliriz.
Ben kitapları çabucak bitirmeyi seviyorum ama bu kitaba başladığımda her ne kadar hacimli, ağır ilerleyen bir roman olsa bile bitmesin istedim. Kitapla arama giren her şeye, herkese düşman kesildim. Nihayet kitabı bitirdiğimde ise kafamda hala trajedisinin sürdüğünü hissettim. Jack London, bu yarı otobiyografik eseriyle her sayfada, her sözüyle ve her düşüncesiyle beni tüketti. Gücüne, acizliğine, aşkı nasıl gördüğüne gıpta ettim. Yüzlerce kitabım arasında yeri çok ayrı olan bu kitap Jack London'ın tüm kitaplarını okumama vesile olan yegane kitaptır benim için. Bakın kendisi ne diyor bu eseri için; "Yoksulların ekonomik açıdan aşağılanmasını inceleyen başka hiçbir kitabım için bu kadar kalp ağrısı çekip gözyaşı dökmedim..." Ve 496 sayfalık bu kitaptan çok sevdiğim bir alıntıyla bu tavsiye yazıma son vermek istiyorum; "Bir zamanlar öylesine saftım ki; yüksek mevkilerde oturan, iyi evlerde yaşayan, öğrenim görmüş ve bankalarda hesapları olan insanları saygıdeğer insanlar sanırdım..."Keyifli okumalar!