Aşkın K.

Kıyıda köşede kalmış iyi bir film, belli kurgusu olmasına rağmen soluksuz izlettirdi.

Tahmin edilebilir ve basit senaryosuna karşın son derece akıcı ve iyi çekilmiş bir aksiyon. Oyunculuk ve çekimler gayet iyiydi, iyi film çıkmadığı şu günlerde fazlasıyla sınıfı geçti bence. Notu; 6/10

Bence bir şans verin. Klasik senaryosuna rağmen hiç sıkmadan ilgiyle izlettirdi. Dönem iyi yansıtılmış, başroldeki oğlanın oyunculuğu ve müzikler çok iyiydi. Son zamanlarda bir iki absürt sahne dışında izlediğim en keyifli Türk filmiydi. Notu 6.5

Klasik romantik komedi ama klasikler arasına girecek kadar iyi değil. İlk 20 dk oyunculuklar kötü, dayanabilirseniz sonrası sarıyor. Daha iyi bir finali olabilirdi. Yine de hafta sonu sevgili ile izlemek için ideal.

Gene hiç ilginç görünmeyen filmin bir anda izleyeni alıp götürmesi durumu... Gerçek hikaye olması ve oyunculuklar filmi almış götürmüş.

"10 Things I Hate About You" filmiyle beraber ikisi romantik komedinin klasiği haline geldiler. Filme gelirsek; duyguyu güzel yansıttıkları bir aşk hikayesi olsa da komedi yanı da çok iyi. Hudson'ın şımarık oyunculuğu ilk kez karşılık bulmuş. İyi vakit geçirmek için hemen seyredin derim.

Kevin Hart komedisi pek tarzım değil. Filmin senaryosu klasik ve tahmin edilebilir. Anlatımı da çok detaysız. Ama bütün bu olumsuzluklara rağmen öyle sıcak bir film ki büyüsüne kapılmamak elde değil. Bütün duygu camdan izleyene geçiyor. Beklentinizi düşük tutarsanız çok eğlenceli ve hüzünlü bir film sizi bekliyor.

O yılları komple silip süpürmeme rağmen benim de atladığım bir film olmuş. Zaman zaman tekrara düşse de sımsıcak bir aşk hikayesi. Hatta iki aşk hikayesi. Tıpkı The Longest Ride filmi gibi eski ve yeni aşkı bir arada işleme fikri iyiydi.

Seyircinin arada kalmayıp sevdiği ya da nefret ettiği çok net 3 film var. Drive, Predestination ve bu film yani "Transcendence". Bilim kurguda mantık arayan ve finali beğenmeyenler biraz çoğunluk olsa da, ben beğenen taraftayım. Konu güzel, kurgusu da bir o kadar zor. Kafa karıştıran, mantığa aykırı sahneler, bilim kurgunun vazgeçilmezi ama finalde bu zirve boyutunda. O yüzden pek hak ettiği değeri görmedi film. İzleyip kararı kendiniz verin derim. (Beğenenler Lucy filmine de baksın. Bir tık daha iyidir)

Extraction, Equalizer, John Wick... Çekimleri çok iyi olmasa da eğlenceli bir aksiyon. Fazla bir şey beklemeyin. Herkes Bob demiş ama ben Dr Brown'a bayıldım. Puanım 6.

Ekolojik yaşama yapılan insan tahribatını gözler önüne seren müthiş bir belgesel. Normal bildiklerimizle başlayıp aslında buz dağının görünmeyen kısmını anlatmışlar. Hatta bence şu yaşadığımız pandemiye kadar varan bir kelebek etkisi bu... Mutlaka izlenmeli.

Film güzel mi güzel. Sürükleyici ve güzel bir hikayesi var. Biraz mantık hatası ve tahmin edilebilir gidişatı filmin cazibesini azaltmış. Biraz da İtalyan işi filmini anımsattı. Yine de ortalamanın üzerinde tempolu bir film izlemek isteyenler için ideal. Bir dipnotta Luis Tosar'a... Her filmde oynamak mecburiymiş gibi mutlaka kadroda var. Oynadığı dizileri saymıyorum bile. Bence biraz yüzünü eskitmeli.

Oldum olası sevemedim bu adamı. Dracula'nın Van Helsing'i, Hannibal'ı ve Ayin'in Peder Lucas'ı... Büyük oyuncu lafım yok. Gene ismini görünce vazgeçecektim ama büyük hata olurmuş. Oyunculuk adına ders niteliğinde bir iş çıkarmış. Tıpkı bir sene önce izlediğim "Elisabeth is Missing" filmindeki Glenda Jackson gibi. Örneği verme sebebim filmlerin ana konusunun aynı olması. Rolü oynamayıp yaşamak bu olsa gerek. Onu da tavsiye ederim.

Hissettiklerinin aynısı bana da oldu. Zaten şu sıralar maske nefesimizi kesmeye başladı, filmden sonra bir müddet tıkandım. Çok etkileyiciydi. Gerçekten fobisi olan izlemesin.

Kurgu "Edge of Tomorrow" filminin çok benzeri olunca mecbur kıyaslamaya giriyorsunuz. Bence dağlar kadar fark var. Efektler olsun oyunculuk olsun Edge of tomorrow çok iyiydi ama boss level da yabana atılacak gibi değil. Ortalarda biraz düşse de gayet sürükleyiciydi. Komik olmuş, Mel Gibson kısacık bir rolü olsa da ben burdayım demiş. Genel olarak hoş zaman geçirmek için ideal olsa da iyi bir filme benzerliği beni tavsiye için arada bıraktı. (Edge of Tomorrow'u 6-7 kere seyretmişimdir, hep aynı keyfi verir. Bu filmi bi daha tekrar seyreder miyim, sanmıyorum)

Bu tarz filmler yavaş başlayıp, gizem ve gerilimle beraber sona doğru giderek hızlanır. Durağan sandığımız o kısımlar gizemin parçaları. O yüzden sabırlı ve kaçırmadan izlemek gerek. Filmimizde de aynen böyle. Çok iyi kurgulanmış. Giriş gelişme ve final birlikte işlenmiş ve finalde bütün eksik parçalar yerine oturmuş. Fransız yerine İspanyol filmi olsa, birkaç iyi oyuncu ile bambaşka yerlere gidermiş film ki bu haliyle bile çok beğendim.