Mahmut K.

İlk çevriminde Sylvester Stallone oynamıştı. Bu filmi remake gibi düşünebilirsiniz. Aradaki sene farkından dolayı da elbette imkanlar ve efektler bu filmde çok daha iyi kullanılmış. Mantık aramayın hata aramayın, aksiyon seyredin, zevkini çıkarın.

Film ilginçti, hepi topu 5 defa falan konuştu İlyas Salman. Torunu ile yaşam mücadelesine girmesi, sessiz sedasız zorluklara göğüs germesi güzeldi. Her insana hitap edecek bir film değil bu. Muhtemelen çoğu insan da ne saçma film deyip yarısında kapatmıştır. Çünkü ortada görünen sadece yaşlı bir adam ve genç torunun bir adacığa ürün ekip mahsül toplaması. Filmi seyrettikten sonra Kaan'ın kendi açıklamasını da okudum. Seyrederken zaten hemen hemen benzer şeyleri düşünmüştüm. Ama seyredenlerin farklı yorumları ve anlam yüklemeleri olabilir. Ya da hiç olmayıp yine tarım yapan ihtiyar bir adamın filmi diye de düşünebilirler. Filmi seyredip yorum katmak size kalmış.

Ana karakter baba vampirimizin içine düştüğü birbirinden komik olaylarla çok eğlenceli bir animasyon. Diğer serilerini de mutlaka izleyin ve mümkünse alt yazılı izleyin. Seslendirmeler çok başarılı. Dublaj aynı etkiyi yaratmıyor bende.

O köpeklerin vahşi doğada yaşam mücadelesi, birbirlerine yardım etmeleri, manzaralar, sahiplerinin onlara ulaşmak için çabaları gerçekten çok etkileyici. O kadar soğuğa rağmen insanın içini ısıtan güzel bir film.

İnsan Dünya'da iken bile böyle bir durumu yaşasa bile herhalde kolay kolay kendine gelemez. Kahramanımız bunu uzayda ve başka bir gezegende yaşamak durumunda kalıyor. Psikolojik açıdan artık ne hale düşer insan, kim bilir! Ben hiç sıkılmadan izledim, uzay filmlerini seviyorum. Sonuna doğru da heyecan ve duygusallık ön plana çıktı. Sanki oradan kurtulan bendim.

Çocukluğumun en güzel, en etkileyici filmlerinden biriydi bu. Özellikle afişindeki sahne hiç bir zaman aklımdan çıkmaz. Savaş filmi denince yaşı yetenler için belki de ilk sırada gelir. Sonradan da çok başarılı filmler çekildi ama çekildiği senenin imkanları ile yaşattığı duygular emsalsizdir. 1989 yapımı Casualties of War filmi de çok etkilendiğim filmlerden biridir. (Şunu da söylemek isterim, o yıllarda sadece sinemada filmleri seyrettiğimiz için bıraktığı etki TV'de seyrettiğimiz etkiden çok daha etkili oluyordu. Şimdi bütün kıvırdığımız filmleri bile beyaz ekranda seyretmek çok farklı etki bırakır. Bunu da göz ardı etmeyin. Şimdiki imkanlarla o kadar çok seçeneğimiz var ki çok çabuk tüketip burun kıvırıyoruz.)

Türk versiyonu yapıldığında Hint filmi uyarlaması olduğunu öğrenmiştim ve hemen bunu seyretmiştim. Çok duygusal, gönül telini titreten, tek kelime ile nefis bir film.

Bu film benim için efsane filmlerden biridir. Hele son sahnesinde herkesin kendinden geçtiği sahne çok değişik bir olaydı.

Bu nasıl kadın, bu nasıl bir dümen! İnsanın sinirleri bozuluyor, nefret doluyorsun. (Bu da kadının rolünde ne kadar iyi olduğunu gösteriyor.) Adamın yerinde olmak asla istemezdim. Seyretmediyseniz eğer, sakinleştirici etkisi olan bitki çayları içerek mutlaka seyredin.

Bu film de beğendiğim Rus filmleri arasına girmeyi başardı. Hollywood kadar başarılı efektleri olmasa da yine de heyecan seviyesi oldukça iyiydi. Bol miktarda patlamaların ve ateşlerin içinde yaşanan kurtarma ve hayatta kalma çabası. Bu tür filmleri sevenleri içine çekecektir.

Beğenmeyen arkadaşlar da olmuş, zevk meselesi, doğaldır. Benim için korku filminden ziyade gerilimli bir vampir filmi. Aşırı başarılı değil elbette ama kendini izlettirmeyi de başarıyor doğrusu. Hata aramaya kalkmadan keyif almak için seyrederseniz amacına da ulaşıyor. Sonuçta bir sanat filmi değil.Türüne göre fena değil.

Benzer bir kaç tane film çekildi ama hiçbiri aslının yanına yaklaşamadı.. İzleyin.

Belki bilmeyenleriniz vardır diye yazıyorum, başrollerinde Chris O'Dowd'un oynadığı "The IT Crowd" adlı efsane bir komedi dizisi var. Bu aktör o seride zirve yaptı. Tam matrak bir komedi dizisi seyretmek isterseniz de şiddetle tavsiye ederim.

Korku türü bir film olarak değerlendirmiştim bunu, o gözle seyrettim ama ne bileyim beni pek sarmadı. Merakla devam ettim, ha şimdi bişiler olacak diye ama sanki boşa kürek çekmişim gibi oldu. Sevemedim bu filmi.

İnsanın başına ne geliyorsa meraktan geliyor işte. Ne işiniz var sizin o mağarada :) Şaka bir yana böyle bir film ile karşılaşacağımı bilmiyordum. Zamanın akmadığı bir mağarada sıkışıp kalmış insanlar ve sonunda da kimsenin beklemediği bir durum. Belki bu türü sevdiğim içindir ama puanı biraz düşük geldi bana. 7 puanı rahatlıkla alır.

Düşen bir uçak var, buz gibi vahşi doğa var, hayatta kalma mücadelesi var, vahşi hayvanlar var, üstüne Liam Neeson var. Seyretmek için hepsi yeterli gerekçeler. Macera ve gerilim dolu güzel bir film.