Aslı B.

Film gayet güzeldi, hemen arkasından 1987 yapımı, Arnold'un oynadığı filmi tekrar izledim. On numara sinema keyfi oldu, izleyin.

Ben filmi çok beğendim, 2. filmi izlemek için can atıyorum :) Her durumda birbirlerine bağlılıkları çok hoşuma gitti ayrıca, hoş, eğlenceli bir film.

Aileyle de izlenebilecek, keyifli, hoş bir film ben çok beğendim. Aynı zamanda bir yol filmi tadı da verdi. Hareketli müzikleri de çok güzeldi. Çocuk oyuncu da rolünün hakkını vermiş, bana göre tam da hafta sonu tadında bir film, teşekkürler Kaan.

Gerçek hikayesi ilginç olan, biyografi yazarlarının, bazı konularda ikilemde kaldığı güzel bir uyarlama. James Josepy Bulger'in bana göre yaşadığı acıdan doğan ve artarak çoğalan acımasızlığı O'nu bir suç makinesi haline getirmiş. Bu çalkantılı güç gösterileriyle dolu hayatı film haline getirilirken, şampiyonlar ligi gibi bir oyuncu kadrosu olması yadsınamaz bir durum. Türe ilgi duyanlar beğenecektir, etkileyici bir film, izlenir.

Filmin durağanlığı biraz sıksa da hayata dair verilmek zorunda kalınan zorlu kararları sorgulatan bir film. Beklentiyi yüksek tutmadan izlenir.

Filmin sadeliğini çok sevdim, farklı bir havası var. Araya giren müzikler, kuş sesleri, bi huzur vermedi değil. Aksiyonsuz bir intikam filmi. Bu dünya boş değil, her şeyin bir bedeli var gibi şeyler düşündürdü bana, teşekkürler Kaan.

Nefes alamıyorum dediği sahnelerde çok gerildim. Yarım saate neler sığmış, çok etkileyici, izleyin.

Çok keyif alarak izledim. Artistik hareketler var, kılıçlar, dövüşler, bayıldım. İlaca gerek yok, şu dünyanın genel durumu, duygusuz, acımasız insan çokluğu, geleceği öngörmüş bir film. Chistian Bale'nin oyunculuğu ve yüzünün güzelliği, filmi arşa taşımış, izlenir güzel film.

Ben çok da beğenemedim filmi. Yemek ile ilgili film desem değil, sadece yemek isimleri var. Mutfaktaki koşuşturmaca, bana geçmedi. Oyuncular, oynadıkları karaktere tam olarak bürünememiş, eğreti durmuş, benim düşüncem bu yönde. Filmin sonunda belki farklı bir şey gelir dedim ama yok. Meraktan, yabancı versiyonunu da izledim, ondan da hiç keyif almadım. Bana göre olmamış, karar sizin.

İzleyenine görsel bir şölen sunan harika bir animasyon. Ben dublajlı izledim, ton ton dedemizi, rahmetli Erol Günaydın seslendirmiş, çok da güzel seslendirmiş, çok güldüm. Dedenin küçük arkadaşı tombul çocuğa da bayıldım. Macera dolu bir filmdi, akşamımı neşelendirdi, izlemeyen kaldıysa mutlaka izlesin derim.

Bu şekilde fikrinin peşinden koşanları seviyorum ve bu yüzden filmi ilgiyle izledim. Bu konuyla ilgilenenler için Erhan Kolbaşı'nın yazdığı kitap, Galaktik Diplomasi'yi okumalarını tavsiye ederim. Gerçeklik payı olan bir film.

Su tesisatçısı Dima'nın 'sen yanmazsan ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa' düşüncesiyle yola çıkıp yozlaşmış insanların, çürümüş düzenin, statükocu yaklaşımın önüne geçme çabalarını, çarpıcı bir şekilde izliyoruz filmde, ben çok etkilendim. Daha başka bir çok alt metin, göndermeler var, her izleyen ben bu filmi görmüştüm diyeceğine eminim. Çökmek üzere olan bir bina üzerinden, çoktan çökmüş yıkılmış olan dürüstlüğün insanlığın, yozlaşmışlığın, ihmalkârlığın, böyle giderse daha çok insan enkaz altlarında can verir, çok oteller yanar. Bunlara dikkat çeken filmi, üzülerek izledim.

Rocky esintili sportif bir drama filmi. Bir erkeğin bu kadar da eşinin yaptığı planlara bağımlı olması rahatsız etti beni çok abartı olmuş hiç gerçekçi değil. Hayatın attığı tokatlara karşı dik durmayı öğreten bir film olması güzel. Billy'nin kızının adı Laila olması, efsane boksör Muhammed Ali'nin kendisi gibi boksör olan kızının isminin de Laila olması hoş bir detay olmuş. Boks maçı sahneleri beklediğim gibi çok ve heyecanlı olmasa da duygusal, dramatik yönü ağır basan oyunculukları güzel bir yapım olmuş, izlenir.

Başroller birbirine karışmaz bence çünkü başrollerden biri aynı zamanda filmin yönetmeni de olan Lee Jung-Jae, nam-ı diğer Squid Game dizisindeki 456... Aynı zamanda eski bir model kendileri, bu filmde biraz biraz gergin bir oyunculuk sergilemiş, yönetmen olduğundan mıdır, kasmış kendini :) Yüksek tempolu, politik, entrikalı, süresi uzun olmasına rağmen, hızlı geçen bir film. Kore sinemasını sevenler beğenecektir.

Öncelikle söylemeliyim ki bu belgesel film beklentimin üzerinde çıktı. Oppy'i geliştiren, üzerinde çalışmalar yapan ekibin, 90 günlüğüne yollayıp 15 yıl süren heyecanlı, endişeli, yer yer neşeli, şarkılı, inişli, çıkışlı, aynı zamanda duygusal, ağlamalı hikayesi çok güzeldi, mutlaka izlenmeli.

Şöyle çok da vıcık vıcık olmayan, hafiften romantik bir film izleyeyim dediğim bir anda karşıma çıkan çok naif aynı zamanda zarif bir film, bayıldım. 2 ayrı hikaye ve bunların seyirciye aktarımı bağlantısı çok yerinde olmuş. Çok narin, tatlı bir film, ben çok beğendim, izleyin.